Yekta ile Mehmet

24 Şubat 2014 Pazartesi

14 Aylık Olduk

Yekta bugün 14.ayına girdi.Bu ay doktor kontrolü yok 24 Martta var o zaman boyumuz ve kilomuz kaç olmuş bakacağız.

Yekta artık daha mutlu bir çocuk maşallah gülerek uyanıyor.İsteklerini göstererek anlatıyor.Bize daha anlamlı tepkiler veriyor.Gün geçtikçe iletişimimiz daha da kuvvetleniyor.Benim tek sıkıntım Yekta ile yapışık ikiz gibi dolaşıyor olmam galiba.Odadan odaya geçemiyorum hemen peşimden geliyor.Belki yaşı ilerledikçe bu günleri arayacağım ...

Ve Karşınızda Mutlu YEKTA




20 Şubat 2014 Perşembe

MOTOR GELİŞİMİ

Çocuğunuzun Motor Gelişimini Biliyor musunuz?

Çocuğun motor gelişimi onun kendi başına gerçekleştirdiği fiziksel gelişimdir. Emzirirken saçınızı çekiştirmesi, biraz daha büyüdüğünde her şeyi tutmaya çalışması, gördüğü her şeye dokunma isteği, bir süre sonra bulduğu ve uzanabildiği eşyaları ağzına götürmesi, sonraları evdeki eşyalarla oynaması, onlara dokunması, yere atması, fırlatması ve 1 yaş dolaylarında ayak ve bacaklarım da kullanarak bunlara tekmeler atmaya girişmesi, motor gelişim sürecinin yapısında olan davranışlardır. Yine bu dönemde çocuk emeklemeye, bir yerlere tutunarak evin içinde gezmeye ve sonunda yürümeye başlar. Çocuğun motor gelişimi fiziksel gücünün artışıyla doğru orantılıdır denilebilir. Çocuğun gücünün artması, kilo alması, boyunun uzaması, kemik ve kaslarının güçlenmesi, eklemlerindeki hareket yeteneğinin gelişmesi, motor gelişim sürecinin bir parçasıdır.
Her türlü gelişimde olduğu gibi motor gelişimde de çocuklar arasında farklılıklar görülebilir. Bu farklılıklar çocuğun cinsiyetinden, yapısından, kilosundan kaynaklanır. Zayıf bir çocuk erken yürürken, daha kilolu bir çocuk geç yürüyebilir ya da sakin yapılı bir çocuk evdeki eşyaları çok fazla kırıp dökmezken, daha hareketli bir çocuk evde kırılmadık eşya bırakmayabilir. Vurdumduymaz bir çocuk kırdığı bir eşya karşısında annesinin kaş çatmasına aldırmazken, daha hassas bir çocuk hemen dudağını büzüp ağlayabilir.
Çocuk motor gelişim sırasında (tutma, sıkma, mıncıklama, atma, vurma, çekme, elindeki bir eşyayı diğer eline geçirme, uzanma, eldeki bir şeyi ağza götürme, yere atma vb.) başardığını gördükçe daha da çok başarmak ister. Herhangi bir eşyayı tutabildiğini fark ettiğinde, bir süre sonra, daha da başarılı olmak adına, o eşyayı atmayı ve ardından da kırmayı isteyecektir. Çocuk dokununca tutmak, tutunca kavramak, kavrayınca çekiştirmek, çekince fırlatmak ister. Çocuk emekleyince sıralamak, sıralayınca yürümek, yürüyünce tırmanmak, tırmanınca atlamak, zıplamak ister. Bu süre içerisinde eline geçirdiği bir eşyayı kırması onun için büyük bir deneyim ve eğlence kaynağı olacaktır. Eşyanın kırılması, parçalara ayrılması, kırıldığında çıkan ses çocuk için yeni bir öğrenimdir. Ardından yepyeni keşiflere çıkacaktır. Çocuk sürekli sınırlarını genişletecek ve genişlettiği sınırlarla asla yetinmeyecektir. Çocuk giriştiği bu denemelerle aynı zamanda kendi gücünü de denemekte ve sınamaktadır. Motor gelişimin çocuğa kazandırdığı deneyimler onun bilişsel gelişimine de zemin hazırlamaktadır.
Ancak çocuğun motor gelişi sırasında yaptıktan anne-baba tarafından yaramazlık, haylazlık, söz dinlememe olarak algılandığı için, destek yerine ceza ile sınırlandırılır. Dolayısıyla çocuktan gelen duygusal mesajlar da anne-baba tarafından doğru okunamaz. Çocuğun "Beni engellemeyin, kendimi geliştiriyorum" mesajı anne-baba tarafından bir türlü doğru okunmaz. İşte bu yüzden çocuk gelişim dönemlerinin anne-baba tarafından iyi bilinmesi gerekir. Bu dönemde çocuğu kısıtlamak ya da cezalandırmak, örneğin eline vurmak, kızıp bağırmak onun gelişimini engellemek demektir.
Çocuğun motor gelişimi sırasında hem onu engellememek, hem de kendi sinirlerinizin bozulmasına izin vermemek için birtakım önlemler alabilirsiniz. Çocuğunuz her bulduğunu ağzına götürüyorsa, onun ulaşabildiği yerlerde onun için tehlike oluşturan her eşyayı kaldırın. Ona yumuşak, ses çıkaran, rengarenk oyuncaklardan alın ve ulaşabildiği yerlere bunları koyun. Çocuğunuz emekliyor ya da sıralıyorsa, evde kenarı sivri sehpa ya da ona benzer eşyaları bir süreliğine ortadan kaldırın. Bırakın evi rahatça keşfetsin. Sizin için değerli ve anısı olan bütün eşyaları, süsleri, vazoları da bir süreliğine kaldırın. Böylece hem Çocuğunuzun onları kırma olasılığı olmaz, hem de siz rahat edersiniz.
Çocuk bu dönemde bütün evi dolaşmak ister. Onu asla kendi odasıyla sınırlı tutmayın. Evde çocuğun rahatça gezinebileceği pratik bir düzen kurun. Ancak her şeyi de ortadan yok etmeyin, ev bomboş olmasın, çünkü çocuğun algılaması gereken şeyler var ve bomboş bir evde çocuğun algı düzeyi gelişemez.
Bu dönemde çocuk yemeğini kendisi yemek isteyecektir. Bunu asla engellemeyin, bırakın döke saça yesin, mutfağı buna göre düzenleyin. Yoksa ilkokul çağına geldiği halde hâlâ siz besliyor olabilirsiniz! Çocuk etrafı ve üstünü başını kirletiyor ya da çok yavaş yiyor diye onu engellemeyin, çocuğun bu girişimine saygı duyun ve destek olun. Yine bu dönemde çocuk, mutfaktaki tencere tavayla oynamaktan büyük keyif alacaktır. Göreceksiniz ki, birkaç küçük tencereyle merakını giderecektir. Ona zaman tanıyın.
Duyusal gelişim dönemi çocuğun kendi iç dünyasını tanıma sürecidir. Motor gelişim sürecinde dış dünyayı algılamaya ve öğrenmeye çaba gösteren çocuk, duyusal gelişim sürecinde de iç dünyasını algılamaya ve öğrenmeye çaba gösterecektir. Ancak bu süreç de yine çocuğun dışsal etken ve faktörleri algılamasıyla gerçekleşecektir. Diyebiliriz ki, çocuk duyularını yaşam içinde deneyimlemeye başlayacaktır.
Çocuğun içinde bulunduğu her gelişim döneminin olduğu gibi, duyusal gelişim sürecinin de çocuktan gelen duygusal mesajları doğru okuma anlamında büyük önemi vardır. Çocuk duyusal gelişim sürecinde, dokunarak hissetme duyusunu, görerek görme duyusunu, koklayarak koku alma duyusunu, çeşitli şeylerin tadına bakarak tat alma duyusunu tanıyacak ve geliştirecektir. Hoşuna gidenleri tekrarlayacak, hoşnut olmadıklarını bir daha denemeyecektir. Bazen hep aynı şeyleri yapacaktır. Örneğin eline aldığı bir oyuncağı tekrar ve tekrar yere vuracaktır. Siz ne kadar bunu engellemeye çalışsanız da o buna direnecek ve belki de sizin engellemeniz karşısında ağlayacaktır. Giysilere, eşyalara, tabaklara, bardaklara, perdelere, aynaya, cama dokunmak isteyecek ve bunu yineleyecektir. Çünkü dokunma duyusu onun için çok önemlidir. Dokunarak sıcağı soğuğu, serti yumuşağı, metali, tahtayı, kumaşı öğrenecektir. Bu dönemde sürekli korkutulan çocuk bir süre sonra bu davranışlarından vazgeçer ve pasifleşir.
Duyusal gelişim döneminde, elindeki zorla alınan çocuk ağlamaya başladığında duygusal mesajı şudur: "Bunu keşfetmeye ve öğrenmeye çalışıyorum, neden izin vermiyorsun?" Yoksa ailenin sandığı gibi, çocuk elindeki alındığı için öfkesinden ağlamaz.
Duyusal gelişim döneminde çocuğun sadece evin içindeki eşya ve nesnelerle tanışması da yeterli değildir. Çocuğu doğadaki nesnelerle ve yeni algılamalarla da tanıştırmaksınız. Toprağa dokunmalı, kokusunu duymalı, karıncalarla tanışıp onları izlemeli, serçeleri, güvercinleri görmeli, seslerini duymalı, bulutları gözlemek, ağaçlara, yapraklara, çiçeklere dokunmakdır. Çocuk algılamalarını doğayla tamamlamalı, ev hayatıyla dışarıdaki hayat arasındaki farklılıktan gözlemlemek ve deneyimlemekdir. Çocuk bir çiçeğe dokunurken sadece ona dokunmakla kalmaz, aynı zamanda rengini, biçimini, büyüklüğünü, güzelliğini, kokusunu, estetiğim de algılar. Çocuğun karıncanın ya da yavru kedinin ardından koşması, başka canlıları da keşfetmesi, onların varlığım fark edip, onları öğrenmesi demektir.
Çocuk iç dünyasını duyularıyla keşfeder. Çocuğun dünyasında duyuların önemi yetişkinlerin tahmin edemeyeceği kadar büyüktür. Hiç dokunmadığına dokunarak, hiç koklamadığını koklayarak, hiç tatmadığını tadarak, hiç işitmediğini duyarak o ana kadar bilmediğini öğrenmekte, duyumsamakta ve kendisini geliştirmektedir. Peki ne için? Çevresini, dünyasını ve kendisini tanımak için!
Bu yüzden onun duygusal mesajlarım doğru okuyun. Birakın karıncanın peşinden koşsun, engellemeyin. Bırakın çiçeği! koklasın, yağmura kara dokunsun, çamura girsin, "Yapma" demeyin. Bırakın duyularıyla iç dünyasını zenginleştirsin. O y aramazlık yapmıyor, kendisini geliştiriyor. Mesajları doğru oku-yun ve ona kendisini geliştirmesi için alan oluşturun, izin verin, Yağmurdan kaçan, soğuktan korkan, kediye-köpeğe yaklaşamayan, sudan çekinen, çiçeklerin farkında bile olmayan bir çocuk yetiştirmeyin. Duyularıyla hayata katılan çocuklar yetiştirmek için onları anlamamız ve engellemememiz gerekiyor. Onlardan gelen mesajları doğru okumamız gerekiyor. Bu çok önemli!
Çocuk parklarında en çok tanık olduğum olay; küçük bir çocuğun yere yatarak karıncaları incelemesi ya da karıncaların yuvasını keşfetmeye çalışmasıdır... ve anne çocuğunu oradan uzaklaştırmak için çekiştirir! Çocuk karıncaları incelemek içini direnir, anne çocuğu bir an önce eve götürmek için dil döker ya da zor kullanır.
Çocuk ağlarsa duygusal mesajı şudur: "Ben burada bugüne kadar görmediğim çok şirin yaratıklar gördüm ve onlara merakla bakıyorum. Niye buna engel oluyorsun?" Anne ise bu duygusal mesajı şöyle değerlendirebilir: "Parka her gelişimizde gitmemek için böyle ağlıyor."
Duyusal gelişim döneminde çocuk kendisine zarar verebilecek girişimlerde de bulunabilir. Aleve dokunmak, kızgın ütüye değmek gibi, canını yakabilecek davranışlar gösterebilir. Bu dönemde anne-babanın çocuğu yakından izlemesi, evde çocuk için tehlike oluşturabilecek faktörler için önlem alması gerekir. Örneğin bu dönemde elektrik fişleri ve prizleri çocuğun dikkatini i çok çeker. Gereken önlemler alınmalıdır. Çocuk herhangi biri şey için inat ediyorsa, çocuğun dikkati onun sevdiği başka biri şeye rahatlıkla çekilebilir. Çocukla merakları konusunda ihtiyacı olan deneyimleme ve duyumsamayı ona sağlamak, destek olmak gerekir.

Kaynak : Ailem.gen.tr

19 Şubat 2014 Çarşamba

Yekta Sporda

Havalar çok güzel gidiyor fırsatı değerlendirip Yekta ile birlikte hergün 2 kere dışarı çıkıyoruz.Yürümeye başlayan Yekta parkta çok güzel vakit geçiriyor sallanmayı pek sevmiyor onun ilgisini spor aletleri çekiyor.








13 Şubat 2014 Perşembe

14 Şubat'ı Kutlamam

Oldum olası böyle günleri sevmemişimdir hala da sevmem.Sevmenin özel bir günü olmaz insan her gün sever ve sevilir.Eşim de bunu iyi bilir ve asla '' bana hediye al''.''Neden hediye almadın'' gibi şeyler duyamaz.

Sanki özellikle 14 Şubat'ı sevmediğim içinmiş gibi tam 5 yıl önce bir 14 Şubat akşamıydı;
eşim kanser tedavisi için kemoterapi alırken doktorun yazdığı kan yükseltici iğneyi ona ben yapmıştım.
Bu iğneden yaklaşık 1 saat sonra ( Hayatta unutamam Allah kimseye göstermesin ) eşim anafilaktik şok geçirdi.Kendisine gelmesi ne kadar zaman aldı bilmiyorum ama benim için bir ömür kadar uzundu...

İşte o gün anladım ki Aşk,sevgi,aile gibi kavramlar çok değerli ve tek günle sınırlı kalamaz.Özellikle de tüketime dayalı olsun diye icat edilen böyle uydurma günlere.

Sadece tek gün değil hergün sevin ve sevilin....

Anafilaktik Şok : Anaflaksi, aniden ortaya çıkan, vücudu etkileyen, kısa sürede ölümle de sonuçlanabilen, şiddetli antijen-antikor tepkimesidir. Kişinin duyarlı olduğu bir maddeyle(alerjen) karşılaşması nedeniyle ortaya çıkan anaflaksinin kısa sürede oluşturduğu şiddetli belirti ve bulgulara anaflaktik şok denilmektedir. Hafif, orta düzeyde ve şiddetli olmak üzere sınıflandırılabilir.Anaflaksi 30 dakika içerisinde oluşursa da, bazen kişilere ve etkene göre bu ortaya çıkış süresi “saniyelerle saatler arasında” farklılık gösterebilir. Ölüm nedeni genellikle aniden oluşan bronkospazm(soluk yollarındaki daralmalar) ve bronşlardaki obstruksiyondur (soluk yolunda oluşan tıkanmadır). Hasta hayatta kalırsa belirtiler birkaç saat içerisinde kaybolur.

4 Şubat 2014 Salı

13 Aylık Bebek Neler Yapabilir?

Her bebeğin gelişimi farklı olmakla birlikte Yekta aşağıdakilerin hepsini yapabiliyor artık.

1 ) Yürümeye başladı.
2 ) Anneye bağlılık uç noktada resmen yapışık ikiz gibiyiz.
3 ) Herşeye dokunmak ve görmek istiyor.
4 ) Birkaç kelime konuşmaya başladı.Arabaya '' Ababa '' ' Gel yerine '' De'' gibi .
5 ) Eliyle öpücük gönderiyor.Bay bay yapıyor.Gel gel yapıyor.Baş baş yapıyor.
6 ) Müzik duyduğunda hemen oynamaya başlıyor.
7 ) Duygularını artık daha net anlatıyor.Mama diyor açıkca ve yemek istiyor.
8 ) Birşeyi yapamayınca sinirlenme ifadesine bürünüyor.
9 ) Saklambaç ve top atma oyunları oynuyor.
10 ) Nesneleri büyüğün içine koyup tekrar alabiliyor.
11 ) Herşeyin içini boşaltıp,dolduruyor.
12 ) Nerde vida,elektrikli alet varsa Yekta orda. Maşallah el beceri süper.
13 ) Bizim yediğimiz herşeyi yiyor artık.Doktor tavsiyesi ile hala normal süte başlamadık.Martta başlanacak.
14 ) 3 ana öğün olmak üzere , ara öğünlerde meyve ve yoğurt yiyor.
15 ) Herşeyi ağzına götürmeye hala devam ediyor.Resmen kitap ve karton yiyor . ( Kitap kurdu )
16 ) Elimden tutup beni her yere götürmeye çalışıyor.
17 ) Çıkarılan seslerin hepsini taklit ediyor.
18 ) Saplı nesneleri itiyor.
19 ) Herşeyin kapağını açıp kapatabiliyor.
20 ) Toplam 12 tane dişi mevcut.
21 ) Geceleri bazen 2 yada 3 kez uyanıyor ama hemen tekrar uyuyor.
22 ) gündüz hala 2 uykusu var.
23 ) Her gün dışarı çıkıp geziyor.Hadi atta gidiyoruz deyince çığlık atıyor ve kapıya bakıyor.
24 ) .... nerde deyince hemen oraya bakıyor.

kısacası Yekta büyüyor ve zaman hızla akıp gidiyor.
ona her baktığımda '' MUCİZE '' işte budur diyorum.ALLAH'A HAMD OLSUN....

1 Şubat 2014 Cumartesi

Yaşasın Yekta Yürüyor

ufak ve ürkek adımlar ile başlanan yolculuk bugün parkta kendi kendine yürümesi ile büyük adımlara dönüştü.
oğlumuz büyüyor ve heyecanlı heyecanlı yürümeye başladı bile....
evde bol bol yürüme egzersizi yapıyorduk ve sonuçlarını aldık beklenen gün bugünmüş...

yürüyen Yekta'nın yeni fotoları ilerleyen günlerde..