Yekta ile Mehmet

26 Temmuz 2013 Cuma

Cep Telefonu ile Ne Yapılır ?

TABİKİ YENİR....

Domateslerimiz

Yekta'yı gezdirirken fark edip kıyamadığımız ve kökleyip eve getirip diktiğimiz ve gözümüz gibi baktığımız domateslerimiz kızarmaya ve büyümeye başladılar.Toprak insanı mutlu ediyor ve etmeye devam edecek.





25 Temmuz 2013 Perşembe

Esra ve Seda Teyze


Aral'ın 1.yaşgününde Efe,Eda,Aral ve Arda hep biraradalar.Tabi artık daha da büyümüşlerdir.En yakın zamanda sizleri ziyarete geleceğiz ve çok özledik.


23 Temmuz 2013 Salı

7.AYIMIZ BİTTİ

Ve Yekta 7.ayını da doldurdu bu ay gerçekten çok yol kattetti,çok büyüdü kendisi.Canım oğlum sen bizimle büyürken asıl sen bizi büyütüyorsun senden önce gerçekten ne kadar boş yaşamışız, iyiki varsın Allah'a her gün şükürler az bile....Gözlerine baktıkça mutlu olan ailen...Bu ay kontrolü olmadığı için değerlerimiz bir sonraki ay verilecek.


Yaptıklarımız ;

1 ) Emekleme çalışmaları başladı tam hız gidiyor.Üst dişlerimiz de çıktı.
2 ) Tel sarar Ayşe ve Gel babası gel yapılıyor.
3 ) Ellerini iyice kullanmaya başladı.
4 ) Elinden oyuncağını alınca ağlıyor.
5 ) Bizi taklit etmeye başladı.
6 ) Konuşur gibi bağırarak sesler çıkarıyor.
7 ) Baba Mama gibi kelimeleri söylüyor.
8 ) İlk defa benim ona söylediğim '' yapma ''  kelimesini o da bana geri iade etti ve bana '' yapma '' dedi
9 ) Bize sarılmaya başladı.
10 ) Bizi öper gibi muck diye sesler çıkarıyor.
11 ) oturduğu yerden kalkmaya başladı.
12 ) Arabasında sürekli oturarak gidiyor .
13 ) Katı gıdalar son hız devam ederken bu ay kıyma ya başlanacak.
14 ) Çok mutlu ve heyecanlı herşeyi öğrenmek istiyor.
15 ) Çok dikkatli ve herşeyi inceliyor.
16 ) Geceleri 22:00-22:30 gibi uyuyup sabahları 07:30-08:00 gibi kalkıyor bu arada hiç uyanmıyor fakat çok hareketli uyuyor.
17 ) Çok şükür bu aya kadar hiç hasta olmadı.
18 ) Müzik duyunca hafif dans eder gibi kafa sallıyor.
19 ) Geceleri uyurken emekleme çalışmaları yaptığı için kendisine oda yapılıyor ve odamız bu ay sonu hazır ( çok yakında blogda )
20 ) Ve hala dışarıda gezmeyi çok seviyor.Dışarı çıkılacağını anlıyor ve ayaklarını çırpıp beni alın diyor resmen ve mutlu oluyor zaten kapıyı tanıdı bile.( ona göre girilip çıkılan mucize yer )

AY AY YEKTA' NIN RESİMLERİ ;

Yenidoğan ;






Ooooooooo zaman çok hızlı akıyor demişlerdi doğruymuş 7 ayım bitti bile.


Yekta Filler'i çok seviyor biraz büyüyünce neden bu resmi koyduğumu ona anlatacağım.

seni seviyoruz Yekta ve her zaman diyoruz ki;

Baba Filllllllll
Anne Filllllllll
Yekta Filllllllll


20 Temmuz 2013 Cumartesi

Eşyaları Dövmek

Çocuklarımız üzülmesin diye onları bir koruma görevlisi gibi çevrelerinde dört dönerek yetiştiriyoruz. İşte ‘masayı dövmek’ de bu korumanın bir parçası. Çocuğa diyoruz ki: “Sen hata yapmadın. Hiçbir suçun yok, masa sana çelme taktı. Seni düşürdü. Senin canının acımasının tek nedeni masa.” Çocuk bunu duyunca afallıyor ve susuyor. Ohhh, amacımıza ulaştık. Çocuğumuz artık mutsuz ve üzgün değil. Acı da çekmiyor.Bir de şimdi bu olayın görünmeyen ve çocuğun bilinçaltına işleyen cümlelerine bakalım: Hatayı başkaları yapar. Acısını ben çekerim. Ben başkalarının yaptığı hatalar yüzünden mutsuzum. Bu hatadan başkası sorumlu. Ben yapmadım, o yaptı. O öyle yapmasaydı ben daha mutlu olacaktım.
Sizce böyle büyüyen bir çocuk ileride nasıl bir yetişkin olur?
Bence davranışlarının sorumluluğunu almayan, hatalarının bedelini ödese bile bir adım ileriye gidemediği için kendini ve hayatını düzeltemeyen, her şeyden şikâyet eden ve sürekli mutsuz olan biri.

Çocuğunuz bir ömür boyu böyle yaşadığında siz mutlu olacak mısınız peki?


Unutmayın ki siz zaten çocuğunuzu her zaman koruyorsunuz ve düşüyorsunuz fakat onlar yine de düşe kalka büyüyecekler.Hayat zor anlarda öğreniliyor.

U

19 Temmuz 2013 Cuma

 Çocuklarımıza sevgi verelim.Paylaşmayı bilsinler ve hep gülsünler.


18 Temmuz 2013 Perşembe

bugün 6 ay 24 günlükken Yekta nın üst dişleri çıktı.ilk görünen diş üst sol diş oldu.


16 Temmuz 2013 Salı

Yenileme Hareketi

Malum Antalya sıcakları klima çalıştırmayı gerektiriyor.Bebeklerimiz için klima pek sağlıklı olmasa da yapacak başka birşey yok.Yekta aslında sıcağı pek sevmeyen bir bebek .Odamız kutuplar gibi olsada pek üşümüyor biz yine de hasta olur diyerek uzun kollu ve bacaklı tulumlar giydiriyoruz.Hızla boya giden Yekta için en son aldığımız tulum malum sıcaklaması nedeni ile aşağıdaki gibi yenilenmiştir.:)
 Tulumun ayakları hoopppp kesildi.
 ayak kısımlarına eski bir çorap dikildi.
ve yeni tulum ile patik elde edildi.

Yekta '' GEL BABASI GEL GEL GEL '' yaptı




15 Temmuz 2013 Pazartesi

 Not : Yekta emekleme çalışmalarını hızlandırdı.Kendisi geri geri ve yan yana gitmeye başladı bile öne doğru hamleleri bekliyoruz.

 

 Emeklemenin önemi

Bazı bebekler, geleneksel emeklemeyi es geçer ve direkt yürümeye başlarlar. Ama, emeklemenin birçok faydası vardır. Emeklemek, bebeklerin bacaklarını güçlendirir ve böylece ilerleyen zamanlarda yürümeye başlarlar. Emeklemek ve sürünmek, bunun başlama zamanı ve ne kadar sürdüğü bebeğin beyninin nasıl çalıştığını gösterir. Emeklemeyi atlamak, ileride öğrenme güçlüğü riskinin artmasına sebep olur.

Emeklemesini sağlayın

Bazen bebekler emeklemek için biraz cesarete ihtiyaç duyarlar. İşte size yardımcı olmanızı sağlayacak birkaç teknik;
  • Göbek zamanı: Emekleme yeteneğini geliştirmesi için en iyi vakit göbeğinin üzerinde geçirdiği vakittir. Çoğu bebek bundan hoşlanmasa da, göbek üzerinde geçirilen zamanlar emeklemenin anahtarıdır.
  • Ayna zamanı: Bazen bebeğinizin en iyi destekçisi yine kendisidir. Bebeğinizin önüne bir ayna koyun ve ''oyun arkadaşına’’ doğru emeklemesini izleyin.
  • Banyo havlusu ve oyuncak ikilisi: Bebeğinizin göbeğinin altına tıpkı bir salıncakmış gibi banyo havlusu koymak bacaklarının ve kollarının ihtiyacı olan desteği sağlar. Biraz daha az çaba ve ileride duran, uzanmak istediği bir oyuncakla, en kısa zamanda emeklemeye başlayacaktır.
  • Onu destekleyin: Bazen, bebeğinizin tek ihtiyacı biraz yardımdır. Ellerinizi, bebeğiniz göbeğinin üzerindeyken, ayaklarının arkasına yerleştirin ve kendisini itebileceği bir alan sağlayın. Böylelikle işin sırrını anlayacaktır.
  • Onun en büyük destekçisi olun: Ona ihtiyacı olan desteği ve cesareti verin ve bu zor süreçte sıkılmasını engelleyerek onu heveslendirin.

12 Temmuz 2013 Cuma


Bebeğin Odasını Ne Zaman Ayırmalı ?

Birbiriyle ilgili bu iki soruyu soran o kadar çok kişiye çok yakında bir yazı gelecek dedim ki. Aradan çok zaman geçti ve cevap gecikti öncelikle özür diliyorum.
Bu iki soru birbiriyle ilgili o yüzden beraber aldım. Çünkü çocuk odasının ayrılmasına kendi iç dünyasında razı olmamışsa, hala anneyle aynı havayı solumak istiyorsa anne babanın yanında/ odasında yatmak istiyor.
Çocuğun şu yaşta odasını ayırın diye 3 yaştan önce bir sınır olabileceğine inanmıyorum. Çünkü bebeklerle ilgili bu tür sınırlar araştırmaya değil teoriye dayanıyor. Yani meslekte otorite adamın biri çıkıyor 6 aylıkken ayırmak gerekir sonra ayırmak zor olur diyor, bir dönem bütün uzmanlar aynı şeyi tavsiye ediyor.
6 aylıkken ayırmak kolay olur da o çocuğun anneyle olan bağı, annenin yakınlığına kokusuna olan ihtiyacı, uyandığında hemen yanında bulma isteği ne olacak?
Bu adam 100-200 tane annenin katıldığı çocukların 6 aydan sonra odalarının ayrıldığı bir araştırma falan yapmış mı, sonra çocuklarda ne gibi gelişmeler gözlenmiş bununla ilgili bir bilgi var mı? Hayır.
Geçelim.
1,5-2 yaş arası mutlaka ayırmak gerekir diyenler de var çocuk anne babanın mahremiyetine tanık olurmuş diye. Bu konuda Pedagog Adem Güneş Bey'in güzel bir yorumu var: Ev sizin eviniz, sizin eviniz sadece kendi odanızdan oluşmuyor. O halde, yaşamınızı evinizin içinde her yanda sürdürebilirsiniz....bu konuda bir kısıtlama mı var ki? (Eh biraz da fantezi katmış olursunuz)
Bana sorarsanız biz çocuğun odasını ayırma yaşını, çocuğun ihtiyaçlarını düşünerek değil de, kolay olsun zor olmasın 6 aylıkken olsun, anne babanın mahremiyetine tanık olmasın filan gibi çocuğun dışında kaygılarla belirleyince bencillik etmiş oluyor gibiyiz. Çocuğu düşünmeliyiz. Bu zaten bir anlamda kendimizi de düşünmek ve ileride çıkacak sorunların çıkmaması için bir önlem demek.
Özel olarak böyle yapın, şunu deneyin demeyeceğim. Çok karışık bir konu, bir annenin çok güzel uyguladığı bir şey diğerinde asla sonuç vermeyebiliyor. Çünkü çocuklar aynı değil, ana baba aynı değil.
Bir kere çocuğun dışındaki kaygılardan kurtulun. Eşimle mahremimize tanık olur mu, ya sonra ayıramazsam, tuvalet eğitiminden önce mi ayırsam odasını sonra mı, memeden kesmeden önce mi ayırsam sonra mı, hangisinin eksisi artısı fazla gibi hesaplara çok fazla kafa yormayın, boğulmayın.
Bebeklikten itibaren çocuğun ne kadar ihtiyaç duyduğunu hissediyorsanız birlikte yatın. (Bebek beşiğinin yan ızgarasını çıkarıp bizimkiyle birleştirmiştim ben güzel oluyor.) Bebeğinizin sizi doya doya koklamasına izin verin. Siz de anneliğinizi doya doya yaşayın. Yatağını ayırdıktan sonra aynı odadaysanız, çocuğunuzun ağlayarak uyandığında hemen sizi buluvermesi güven duygusunu arttırır.
Kendinizi 2 yaşında bir çocuğun yerine koyun, gece yalnız başına karanlık bir odada uyanması, ağlaya ağlaya anneye sesini duyurması veya ağlaya ağlaya annenin yanına gelmesi ne demek? Ya da annenin hemen yanındaki bir yatakta uyanıp anneyi buluvermesi duygusal olarak ne demek? Kendinizi 1-2 yaşında bir çocuk gibi düşünüp hayal ederek farkı hissetmeye çalışın.
Çocuğunuzun sizin odanızdan ayrılma zamanının hangi zaman olduğuna, çocuğunuza ve kendinize bakarak kendiniz karar vermelisiniz. Çocuk anneden ayrılacak kadar anneye doymuş mu? Yoksa odası ayrıldığında sürekli yanına gelmek isteyecek şekilde aç mı kalmış?
Çocuk anneyle arasına güçlü bir bağ kurmuş, odası ayrıldığında bile bu bağın kopmayacağını bilir bir ruh halinde mi? Yoksa anne aman bana bağlanır diye kaygılandığı için aynı odada aynı yatakta bile çocuktan uzak durmuş geceleri sarılmamış, çocuk hala anneyle bağ kurmaya çalışıyor durumda mı? Bu çocuğun odası ayrıldığında anneyle bağ kurma isteğinin daha da artacak olması ve sürekli yanına gelmek isteyecek olması elbette muhtemel.
Çocukla aranızda güçlü bağ kurmak ayrı şey, çocuğu size bağımlı hale getirmek ayrı şey. Ama birbiriyle çok ilgili. Çocuk bağlanır diye korkup güçlü yakınlık/ bağ kurmazsanız çocuk habire size yakınlaşmaya çalışıp size bağımlı görüntüsü verebilir.
Çocuğunuza empati yapmak ve annelik iç güdülerinizi kullanmak uzmanların pek bir şeye dayanmayan teorilerinden daha iyi yönlendirir sizi bu konuda, bunu unutmayın.
Çocuğun duygusal ihtiyaçlarını ve ruhsal gelişimini gözlemleyerek size güven veren bir zamanda odasını ayırmak en sağlıklısı diye düşünüyorum. Belki 3 yaştan önce belki de sonra. Dediğim gibi 3 yaştan önce illa odası ayrılmalı şu yaşta diye bir sınır olduğuna inanmıyorum. 3 yaşa kadar çocuğunuzun hazır olduğunu hissetmemişseniz 3 yaştan sonra yavaş yavaş konuyu gündeminize sokabilirsiniz. Belki 4 yaşa kadar bile beklemeniz gerekebilir. 4 yaştan sonra illa ki ayırırsınız zaten.
Çocuğunuz gece yanınıza geliyorsa, benim bulduğum çözüm şu (Kişisel görüştür kimseyi bağlamaz, isteyen deneyebilir)
Yaşı kaç olursa olsun (5-6-7-8-9) duygularını anlamaya çalışın. Rüya görmüş, yalnız kalmak istemiyor, korkuyor, birine sarılma ihtiyacı hissediyor, ya da duygusunu bilemediniz ama her gece gelmek istiyor vs. Duygusunu anlıyorsanız anladığınızı söyleyin. Korkmuşsun gibi. Ya da her gece gelmek istiyor ise, "yine benim yanıma gelmek istedin demek" gibi basit bir cümleyle çocuğa geri bildirim yapın.
Anlaşıldığını hissetmesi çocuğu her zaman rahatlatır. Mantıklı açıklamalar yapmadan yatağınıza yatmasına izin verin. Rahat yatmak için çocuğu babasıyla o yatakta bırakıp başka bir yere gitmeyin. Ona sarılın. O an bir şey söylemeyin. Bu çok önemli o an bir şey söylemeyin. Sabah uyanınca ya da gün içinde dün gece yatakta 3 kişi yatmaktan duyduğunuz rahatsızlığı dile getirin:
- dün gece sen yanımıza geldikten sonra ben çok sıkıştım sırtım belim ağlıyor.
- sağa sola rahatça dönemedim uykum kaçtı bazen.
- yorgan hepimize yetmedi bazen üstüm açıldı üşüdüm gibi.
Çocuklar en az bizim kadar duyarlıdır. Sizin rahatsızlığınıza duyarsız kalmaz. Çocuğunuz yeteri kadar büyükse, sorunsuz bir anınızda konuyu konuşup çatışma çözmeyi deneyebilirsiniz.
Böyle davranınca sorununuzun çözülmesi çok zaman almaz diye düşünüyorum.

Kolay gelsin anneliğiniz, sevgilerimle..

Alıntı : Anne Notları

7 aylık bebek neler yapar ?


7-9 ay arası bebek:
 
--Kaşıkla yemeyi reddedebilir. Bu durumda sıvıları fincan veya bardakla, katıları elinle yedir.

--Boy farkının farkına varır ve sinirlenir. Onun seviyesine in. ;Yerde durduğu zaman yerde otur. Hareketlerini , çıkardığı sesleri taklit et.

--Koltukaltından tutnca adımlama eğilimi varsa, önüne plaj topu koyarak ona vurmasını, adım atmasını sağla.

--Gündüz düzensiz uyur. Farklı saatte/kısa- uzun vs. eğer bu dönemde gündüz uyutmak/uyutmamak için zorlarsan bioritmi bozulur.

--Tik ayıdır. Kafasını sağa-sola sallayabilir, kendini kasabilir, kafasını bir yöne yatırıp sabitleyebilir. Normal.

--Bez bağlatmama direnci başlar. İki bez al, birini bebeğin eline ver. Göz teması kurma, konuşma, hızlı ol, işi oyuna çevirme.

--Eline ekmek köşesi ver. Gözle kontrolü ihmal etme.

--Yemekteki pütürü arttır.

-- Gerber (nestle) fingerfoods bulursan şahane olur.

--Devekuşu ayıdır. Kafasını bir yerlere sokmaya çalışır ve çok hoşuna gider.

-- Ve bu yüzden örtülere sarınır. Dikkat!.. uyurken üstünü örtme…

--Hayvan seslerinie ,görüntüsüne ilgi duyar.

-- 360derece dönebilir.

--Geriye geriye emekleyebilir.

--Emekleme pozisyonuna (dört ayak) geçebilir.

--Sürünebilir.

--Yanlara devrilmeden oturur.
 
-- Yan uyumalar başlar.
 
-- Gezmeyi hala sever.

11 Temmuz 2013 Perşembe

9 Temmuz 2013 Salı

6 Aylık bebek oyunları

Bebeğinizin beyin gelişimi için oyun oynamak şart.6-7 aylık bebekler malum anneyi bırakmak istemedikleri için ( yalnız kalmak istemediklerinden ) onlarla bol bol oyun oynamanız gerekiyor.Akla gelen mantık çerçevesinde herşey oyun olabilir.Biz Yekta ile şunları yapıyoruz.

1 - Fış fış kayıkçı ; Bebek yüzü size dönük şekilde bacaklara oturtulur sıkıca kollarından tutup öne arkaya doğru sallayarak ( hafifçe ) Fış fış kayıkçı,kayıkçının küreği,akşama fincan böreği,küt küt eder yüreği diyerek devam edilir.

2 - Ce eee ; bir bezle yada elinizle yüzünüzü saklayarak Ceee eee deyip hemen açıyorsunuz . çok hoşlarına gidiyor.

3 - Tel sarar Ayşe ; elinizi sağa sola çevirerek onunda yapmasını teşvik ederek '' tel sarar Ayşe tel sarar tel bulamazsa ne sarar '' diyerek oyun oynarsınız.

4 - Kucağınıza alıp ayna karşısına geçip kendisini izlemesini sağlarsınız . Bu arada '' nerde burnun '' diye sorarak göstermek öğrenmesini pekiştiriyor.

4 - Kucağa alarak müzik ile dans edilir.

5 - Balkonda sallanan çamaşır yada ağaçlara baktırılır.

6 - Saçlarınıza ellemesine ve çekmesine izin verin.

7 - Gıdıklamak ; bebeğin ayaklarını gıdıklayarak farkındalığını yükseltiyoruz.

8 - Bööö ; En çok babası ile oynanan oyun olup, yekta ile aynı seviyeye gelip '' geliyorum geliyorum ''diyerek başlayıp'' böööööööö ''diyerek biten '' oyun 

9 - Yüzüne ince bir tülbenti uçurarak rüzgar yapmak.

10 - Annenin saçları ile Yekta'ya saç yapmak. ( Bakınız resimlere )








10 - En güzel ve anlamlı oyun sarılmaca .


 Oyun oynamak, bebeğin kelime haznesini zenginleştirip onu paylaşımcılığa ve dostluğa teşvik ettiği gibi, zihinsel ve bedensel gelişime katkıda bulunarak ebeveyn-bebek ilişkisini kuvvetlendirir. (Bebek Oyunları kitabından alıntıdır.)